Kardeş İlişkileri

“Kardeşler, birbirleri için hem bir özdeşim modeli oluşturur, hem de sosyal etkileşimlerin gerçekleşmesi, sevgi, saygı, güven ve sevecenlik duygularının paylaşımı için uygun bir ortam sağlar.

Kardeşin doğumu, ilk çocukta büyük bir ilgi ve koruyuculuk duygusu uyandırmakla birlikte, biraz sıkıntıyı ve çelişik duyguları da beraberinde getirir.

kardeş kıskançlık ile ilgili görsel sonucu

Uzmanlar, yeni bebeğin doğumuyla birlikte annelerin büyük çocuğa daha az zaman ayırdıklarını, eskisi kadar sevecen davranmadıklarını ve onunla daha az oyun oynadıklarını gözlemlemişlerdir. Bu yaklaşım, bebeğe karşı kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların geliştirilmesine ya da bu tür duyguların ana-babaya yöneltilmesine yol açabilir. Çocuk kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlar. Kardeşe karşı hınçla dolar. Bunun yanı sıra, zamanla, büyük çocuk kaybettiği ilgiyi geri kazanmak için bebekleşip gerileme davranışı da gösterebilir (emekleme, kardeşi gibi biberonla süt içme gibi). Bunun yanı sıra; kardeşin doğumuyla birlikte, sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşan, içine kapanan, yemek yememeye, zayıflamaya başlayan, büyük tuvaletini tutma ya da kaçırma gibi belirtiler sergileyen örneklerimiz bulunmaktadır.

kardeş kıskançlık ile ilgili görsel sonucu

Kardeş kıskançlığından doğan olumsuz duyguları, henüz tümüyle yerleşmeden en aza indirmenin bir çok yolu vardır. Babalar, büyük çocuğa daha çok zaman ayırabilir; anneler de bebeğin bakımı konusunda büyük çocuktan yardım alabilirler. Annelerin büyük çocuğa ayırdıkları zamanı nitelik açısından verdiğince iyi kullanmaları oldukça önemlidir. Bununla birlikte dengeyi kaçıracak büyük çocuğa gösterilen aşırı ilgi ve ayrıcalık da pek yararlı olmamaktadır.

Çocuğun, bebeğe sevecen biçimde yaklaşmaya özendirilmesi ve olumsuz davranışlarına engel olunmasıyla, kardeşler arasında olumlu ilişkilerin gelişmesine yardımcı olunur.

Araştırmalar yakın yaşlardaki kardeşlerin daha çok çatıştıklarını göstermekle birlikte, aralarında az yaş farkı olan kardeşler, duygusal açıdan daha yakın olmaktadırlar. Çocuklar kardeş ilişkilerini genellikle çatışma ağırlıklı görmelerine karşın, kardeşlerin arkadaşlardan daha önemli bir yere sahip olduğuna inanmaktadırlar.

Büyük çocuğun bir bağlılık kaynağı, özdeşim modeli, oyun arkadaşı ve toplumsallaştırma etkeni olarak üstlendiği roller, kardeş ilişkisinin olumlu yönünü oluşturmaktadır.

Anne, çocukların yanından ayrıldığında, büyük çocukların yarıdan fazlasının kardeşlerini kucaklayarak ya da onlara güven verici rahatlatıcı sözler söyleyerek, kaygı içindeki kardeşleriyle ilgilendikleri görülmektedir.

kardeş sevgisi ile ilgili görsel sonucu

Bunun yanı sıra, büyük çocuk, kimlik gelişimi ve sosyal gelişim açısından kardeşleri için önemli bir özdeşim modeli oluşturur. O, çocuk oyunları, ilk okuma alıştırmaları ve oyun alanında uygun davranışlar gibi bilişsel ve fiziksel becerilerin kazandırılmasında kardeşlerine yol göstererek, öğretmen rolünü üstlenir. Kardeşler, paylaşma, görüş alışverişi, empati duygusu geliştirme ve yardımlaşma gibi toplumsal ilişkileri birbirlerinden öğrenirler.

Kardeş varlığı, çocukların oyuncak ve kitap sayısını çoğaltmakta, çevrelerini zenginleştirmektedir. Büyük çocukların, daha ileri düzeydeki hayali oyunlarını kardeşleriyle birlikte oynamaları, duygusal ve bilişsel gelişim açısından destekleyici olabilmektedir.

Kardeşlerin, birbirlerine doğuştan gelen bir özellikle daha koruyucu ve iyiliklerini düşünerek davranacakları görüşü oldukça yaygındır. Bununla birlikte kardeşler, aynı anne-babanın tüm ilgi, sevgi ve sevecenliğini paylaşmak zorunda olduklarından, birbirleriyle rekabet içindedirler.

ilk doğanlar, daha küçük çocuklara oranla bazı sorumluluklar üstlendiklerinden, liderlik özellikleri geliştirmeye ve toplumsal ilişkilerde egemen olmaya daha uygundurlar. Kardeşleriyle karşılaştırıldıklarında, ilk çocukların kendi yeteneklerini kavrayışları daha güçlüdür; bu da, onların “kendine yeterlik” duygularını geliştirir. Küçük kardeşlerin bakımını üstlenme hem duygusal gelişimi destekler, hemde çocukları, sosyal ilişkilerinde başkalarının iyiliğine yönelik ve koruyucu yaklaşımları benimsemeye özendirir.

Ailede egemen olan sosyal ve bilişsel ortam, ilk doğan çocuk için oldukça farklıdır. En az dokuz ay boyunca anne-babanın tüm ilgisi ilk doğan bebek üzerinde yoğunlaşmaktadır; üstelik, anne-babalar ilk çocuklarına karşı, genellikle daha yüksek bir beklenti içinde olmaktadırlar.

Uzmanlar, ailelerin ilk çocuklarına daha katı bir tutumla yaklaştıkları, sonradan doğan çocuklara daha esnek ve hoşgörülü olmaya başladıklarını kabul etmektedir. Örneğin, anne-babalar zamanla, sonra doğan çocuğun uyku saatinin daha geç olmasına boyun eğmişler, öğün arası atıştırmalara izin vermiş ve tuvalet eğitimi için çocuğun biraz daha büyümesini beklemişlerdir. İlk doğan çocukların, duygusal açıdan, kendilerini suçlu hissetmeye daha eğilimli, başkalarına daha bağımlı, daha az saldırgan ve daha uyumlu bir yapıda oldukları görüşü oldukça geçerli olmaktadır.

Daha sonra Kardeş Kıskançlığından ve Neler yapılması gerektiğine dair yazılar paylaşacağım.. Daha sonra size de bu konuda hangi kitaptan yararlandığımı da yazacağım.. 🙂 kardeş sevgisi ile ilgili görsel sonucu

Görüşmek üzere —>

Yorum bırakın